Arapça

‌أَبَانُ ‌بْنُ ‌تَغْلِبَ، كُوفِيٌّ حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ وَأَحْمَدُ بْنُ عَلِيٍّ الْأَبَّارُ قَالَا: حَدَّثَنَا الْحَسَنُ بْنُ عَلِيٍّ الْحُلْوَانِيُّ قَالَ: سَمِعْتُ يَزِيدَ بْنَ هَارُونَ وَقِيلَ لَهُ: رَأَيْتَ ‌أَبَانَ ‌بْنَ ‌تَغْلِبَ ، قَالَ: نَعَمْ ، قَالُوا: فَكَيْفَ لَمْ تَسْمَعْ مِنْهُ شَيْئًا؟ - قَالَ الصَّائِغُ: فَكَيْفَ لَمْ تَسْأَلْهُ عَنْ شَيْءٍ؟ - قَالَ: لَمْ يَكُنْ يَسْتَأْهِلُ ، قَالَ: الصَّائِغُ: لَمْ يَكُنْ أَهْلَ ذَاكَ. حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ إِسْمَاعِيلَ مَوْلَى بَنِي هَاشِمٍ قَالَ: حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدِ بْنِ الْحَسَنِ الْأَسَدِيُّ قَالَ: حَدَّثَنَا أَبِي قَالَ: حَدَّثَنَا مُفَضَّلُ بْنُ صَدَقَةَ ، قَالَ: شَهِدْتُ مَنْصُورَ بْنَ الْمُعْتَمِرِ يُحَدِّثُ ‌أَبَانَ ‌بْنَ ‌تَغْلِبَ بِحَدِيثٍ عَنْ مُحَمَّدِ بْنِ عَلِيٍّ فِيهِ قَرْصٌ لِعُثْمَانَ ، فَقَالَ مَنْصُورٌ: كَذَبْتَ كَذَبْتَ، وَصَاحَ بِهِ. حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ حَدَّثَنَا عُمَرُ بْنُ مُحَمَّدٍ ، قَالَ: حَدَّثَنَا أَبِي قَالَ: حَدَّثَنَا مُفَضَّلُ بْنُ صَدَقَةَ قَالَ: شَهِدْتُ أَبَا إِسْحَاقَ السَّبِيعِيَّ سَمِعَ رَجُلًا يُحَدِّثُ بِحَدِيثٍ فِيهِ قَرْصٌ لِعُثْمَانَ ، فَقَالَ مَنْصُورٌ: كَذَبْتَ كَذَبْتَ، وَصَاحَ بِهِ: يَا فَاسِقُ، قُمْ مِنْ مَجْلِسِي، لَا تَدْخُلْ عَلَيَّ أَبَدًا ، وَغَضِبَ غَضَبًا شَدِيدًا ، يَعْنِي بِالرَّجُلِ: ‌أَبَانَ ‌بْنَ ‌تَغْلِبَ. حَدَّثَنَا مُحَمَّدُ بْنُ سَعِيدِ بْنِ بَلْجِ الرَّازِيُّ قَالَ: سَمِعْتُ عَبْدَ الرَّحْمَنِ بْنَ الْحَكَمِ بْنِ بَشِيرِ بْنِ سَلْمَانَ يَذْكُرُ عَنْ أَبِيهِ قَالَ: مَرَرْتُ مَعَ عَمْرِو بْنِ قَيْسٍ بِأَبَانَ بْنِ تَغْلِبَ فَسَلَّمْنَا عَلَيْهِ، فَرَدَّ رَدًّا ضَعِيفًا ، فَقَالَ لِي عَمْرُو: إِنَّ فِي قُلُوبِهِمْ لَغِلًّا عَلَى الْمُؤْمِنِينَ ، وَلَوْ صَلُحَ لَنَا أَنْ لَا نُسَلِّمَ عَلَيْهِمْ مَا سَلَّمْنَا عَلَيْهِمْ. قَالَ: وَسَمِعْتُ أَبَا عَبْدِ اللَّهِ يَذْكُرُ عَنْ أَبَانَ أَدَبًا وَعَقَلًا وَصِحَّةَ حَدِيثٍ ، إِلَّا أَنَّهُ كَانَ فِيهِ غُلُوٌ فِي التَّشَيُّعِ

Türkçe

Küfeli Eban ibn Tağlib bize anlattı: Muhammed ibn İsmail ve Ahmed ibn Ali el-Ebbar bize anlattı: Hasan ibn Ali el-Hulvani bize anlattı: Yezid ibn Harun'a şöyle sorulduğunu duydum: Eban ibn Tağlib'i gördün mü? O: Evet dedi. Dediler ki: Öyleyse neden ondan hiçbir şey duymadın? Kuyumcu sordu: Öyleyse neden ona hiçbir şey sormadın? O: O layık değildi dedi. Kuyumcu dedi: O buna layık değildi. Beni Haşim'in azatlı kölesi Muhammed ibn İsmail bize anlattı: Ömer ibn Muhammed ibn el-Hasan el-Esedî bize anlattı: Babam bize anlattı: Mufaddal ibn Sadaka bize anlattı: Mansur ibn el-Mu'temir'in Eban ibn Tağlib'e Muhammed ibn Ali'den rivayet ettiği bir hadisi anlattığına şahit oldum, bu hadiste Osman'a bir sıkıntı vardı. Bunun üzerine Mansur: Yalan söyledin, yalan söyledin dedi. Ona bağırdı. Muhammed bize anlattı, Ömer ibn Muhammed bize anlattı, dedi ki: Babam bize anlattı, dedi ki: Mufaddal ibn Sadaka bize anlattı, dedi ki: Ebu İshak es-Sabii'nin bir adamın Osman'a bir sıkıntıdan bahseden bir hadisi rivayet ettiğini işittiğine şahit oldum, bunun üzerine Mansur şöyle dedi: Yalan söyledin, yalan söyledin ve ona bağırdı: Ey kötü adam, defol git yerimden, bir daha yanıma gelme ve çok öfkelendi, adamdan kastı: Eban ibn Tağlib. Muhammed ibn Said ibn Belj er-Razi bize anlattı: Abdurrahman ibn el-Hakem ibn Beşir ibn Selman'ın babasından rivayet ettiğini duydum, babası şöyle dedi: Amr ibn Kays ile birlikte Eban ibn Tağlib'in yanından geçtik ve ona selam verdik. Selamı zayıf bir şekilde aldı. Amr bana şöyle dedi: "Kalplerinde müminlere karşı kin var. Onlara selam vermememiz caiz olsaydı..." Biz de onlara selam verdik. Dedi ki: Ebû Abdullah'ın Ebân'dan güzel ahlak, akıl ve sahih hadis rivayet ettiğini duydum, ancak Şiîliğinde aşırıya kaçmıştı.

(5000 karakter kaldı)
Arapça
Türkçe

İçindekiler

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR