Arapça

الراوي: سلمة بن يزيد الجعفي • الألباني، صحيح الجامع (٧١٤٣) • صحيح • أخرجه أحمد (١٥٩٢٣) والنسائي في ((السنن الكبرى)) (١١٥٨٥) والطبراني (٧/ ٣٩) (٦٣١٩) بزيادة في أوله

كانَ مِن عادةِ العَربِ في الجاهليَّةِ دَفْنُ بَناتِهم وهنَّ أحياءٌ؛ خَوفًا مِن الفَقرِ، أو فِرارًا مِن العارِ، ولَمَّا جاءَ الإسْلامُ نَهى عن مِثلِ تلكَ الأفعالِ القَبيحةِ الَّتِي تُنافِي مُرادَ اللهِ وَتُنافِي العقيدةَ، وتُودِي بِصاحبِها إلى النَّارِ، ثُمَّ بيَّن أنَّ مَنْ أسْلَم وتَابَ غفَرَ اللهُ له مِثلَ هذا الفعلِ القَبيحِ.
كما في هذا الحَديثِ الذي له قِصَّة رَوَاها الإمامُ أحمَدُ، وفيه يقولُ سَلمةُ بنُ يَزيدَ الجُعفيُّ رضِيَ اللهُ عنه: "انطلقْتُ أنا وأخِي إلى رسولِ اللهِ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ، قال: قُلْنا: يا رسولَ اللهِ، إنَّ أُمَّنَا مُليكةَ كانت تصِلُ الرَّحِمَ، وتَقْري الضَّيفَ، وتَفعَلُ، وتَفعَلُ هلَكَتْ في الجاهليَّةِ، فهل ذلك نافِعُها شيئًا؟، فقال النَّبيُّ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ: لا، قُلْنا: فإنَّها كانت حَيَّةً، وذلك يَشمَلُ الأُمَّ والَّتي باشرَتِ الدَّفنَ، "والمَوْءودةُ"، وهي البنتُ الصَّغيرةُ الَّتي دُفِنتْ حيَّةً، وذلكَ أنَّه كان مِن عادةِ بَعضِ أهلِ الجاهِليَّةِ: أنَّ المرأةَ إذا أخذَها الطَّلقُ حُفِرَ لها حُفرةٌ عَمِيقةٌ، فجلَستْ علَيها، ومَعها القابلةُ وراءَها تَترقَّبُ الولدَ؛ فإنْ ولَدتْ ذَكرًا أمسَكتْه القابلةُ، وإنْ وَلدَتْ أُنثى ألْقَتْها القابِلةُ في تِلك الحُفرةِ وأهالَتْ علَيها التُّرابَ، وقولُ النَّبيِّ صلَّى اللهُ عليهِ وسلَّمَ: إنَّهما في النَّارِ، أي: إنَّ الوائدةَ في النَّارِ؛ لقَتْلِها الطِّفَلةَ الصغيرةَ، وما كانتْ عليهِ مِن الشِّركِ، وأمَّا قولُه: إنّ

Türkçe

Ravi: Seleme bin Yezid el-Cu'fi • El-Albani, Sahih-i Cami' (0000) • Sahih • Ahmed (00000), Nesai'nin es-Sünen-i Kübra'sında (00000) ve Taberani'nin (0/00) (0000) başında bir ilave ile rivayet etmiştir. Cahiliye döneminde Arapların kız çocuklarını diri diri gömme adeti vardı; fakirlik korkusundan veya utanma duygusundan kurtulmak için. İslam gelince, Allah'ın rızasına ve dine aykırı olan ve yapanı cehenneme götüren bu tür çirkin işleri yasakladı. Sonra da her kim Müslüman olur ve tövbe ederse, Allah'ın bu çirkin işinden dolayı onu affedeceği açıklandı. İmam Ahmed'in rivayet ettiği bir rivayete göre Seleme bin Yezid el-Cu'fi şöyle diyor: "Kardeşim ve ben Allah Resulü'ne (s.a.v.) gittik. Dedik ki: Ey Allah'ın Resulü, annemiz Müleyke akrabalık bağlarını korur ve misafirlere ikramda bulunurdu. Şunu bunu yaptı ve cahiliye döneminde vefat etti. Bunun ona bir faydası olacak mı?" Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Hayır." Biz de: "Ama o hayattaydı." dedik. Buna anne, defin işlemini yapan ve "diri diri gömülen" (diri diri gömülen genç kız) da dahildir. Çünkü cahiliye döneminde bazı insanların âdeti, bir kadın doğum sancısı çektiğinde onun için derin bir çukur kazılması ve ebenin arkasında durarak çocuğunu beklemesiydi. Eğer bir erkek çocuk doğurursa, ebe onu tutardı. Eğer bir kız çocuğu doğurursa, ebe onu o çukura atar ve üzerini toprakla örterdi. Toprak ve Peygamber'in (s.a.v.) "İkisi de cehennemdedir" sözü: Yani, çocuğu diri diri gömen, küçük çocuğu öldürdüğü ve şirk koştuğu için cehennemdedir. "İkisi de cehennemdedir" sözüne gelince,

(5000 karakter kaldı)
Arapça
Türkçe

İçindekiler

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR