اَلَّذ۪ينَ يُوفُونَ بِعَهْدِ اللّٰهِ وَلَا يَنْقُضُونَ الْم۪يثَاقَۙ
وَالَّذ۪ينَ يَصِلُونَ مَٓا اَمَرَ اللّٰهُ بِه۪ٓ اَنْ يُوصَلَ وَيَخْشَوْنَ رَبَّهُمْ وَيَخَافُونَ سُٓوءَ الْحِسَابِۜ
وَالَّذ۪ينَ صَبَرُوا ابْتِغَٓاءَ وَجْهِ رَبِّهِمْ وَاَقَامُوا الصَّلٰوةَ وَاَنْفَقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِراًّ وَعَلَانِيَةً وَيَدْرَؤُ۫نَ بِالْحَسَنَةِ السَّيِّئَةَ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عُقْبَى الدَّارِۙ
Allah'a verdikleri sözü yerine getirenler, anlaşmayı bozmayanlar, Allah'ın emrettiği şeyi gözetenler, Rablerinden korkanlar ve hesabın kötülüğünden endişe edenler, Rablerinin rızasını isteyerek sabreden, namazı dosdoğru kılanlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden gizli ve açıktan Allah yolunda harcayanlar ve kötülüğü iyilikle savanlar var ya, işte onlar, yurdun en güzel sonucuna sahip olanlardır.