عَنْ أَبِى هُرَيْرَةَ قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم « الْمُؤْمِنُ الْقَوِىُّ خَيْرٌ وَأَحَبُّ إِلَى اللَّهِ مِنَ الْمُؤْمِنِ الضَّعِيفِ وَفِى كُلٍّ خَيْرٌ احْرِصْ عَلَى مَا يَنْفَعُكَ وَاسْتَعِنْ بِاللَّهِ وَلاَ تَعْجِزْ وَإِنْ أَصَابَكَ شَىْءٌ فَلاَ تَقُلْ لَوْ أَنِّى فَعَلْتُ كَانَ كَذَا وَكَذَا . وَلَكِنْ قُلْ قَدَرُ اللَّهِ وَمَا شَاءَ فَعَلَ فَإِنَّ لَوْ تَفْتَحُ عَمَلَ الشَّيْطَانِ » .
Ebû Hüreyre'nin rivayetine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Kuvvetli mümin, zayıf müminden daha hayırlı ve Allah'a daha sevimlidir. Her birinde bir hayır vardır. Sana fayda verecek şeye çalış, Allah'tan yardım dile, ümidini kesme. Başına bir şey gelirse, "Şöyle şöyle yapsaydım, mutlaka olurdu" deme. "Allah takdir etti ve dilediğini yapar" de. Çünkü “eğer” Şeytan’ın işine kapı açar.